Doğu ve Güneydoğu kan ağlıyor..
Suçsuz çocuklar, sivil vatandaş, otobüslerde bombalanıyor..
Bizim güvenliğimizi sağlaması gereken asker, polis bile risk altında.
Birlikleri roketatarlarla bombalanıyor, araçları mayınlarla uçuruluyor, pusuya düşürülüyor, katlediliyor.
Birlikleri roketatarlarla bombalanıyor, araçları mayınlarla uçuruluyor, pusuya düşürülüyor, katlediliyor.
Şemdinli, sanki bu ülkelerin toprakları değilmiş gibi, bu ülkenin milletvekilleri, bizlerin vergilerinden maaşlarını alan, o ödeneklerle seçim bölgelerine giden BDP'li vekiller, ülkeyi kana bulayan, teröristlerle kucaklaşıyor..
Ve biz halen neyi tartışıyoruz..
Milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın mı?..
Milletvekilleri maaşlarının artırılması için bir gecede yasa teklifini meclisten geçiren vekillerimiz, eğer biraz vicdanlarının sesini dinlerse, bunu tartışmanın gereği bile kalmaz..
Onlara o vekillik yetkisini veren halkına sorsa, BDP'li ve aynı yöndeki bir kaç bağımsız milletvekilinin dışında kim 'hayır der ki'..
Dokunmalıyız artık o vekillere..
Çünkü onlar dokunmakla kalmıyor, sarılıyor da..
Hem de bizim topraklarımızda.. Bebek katilleriyle şov yapıyorlar. Bunları yaparken, kameralardan çekinmiyorlar da..
Muhtemelen 'bir organize hareket'.. Bilerek tasarlayarak yapılmış bir gösteriden ibaret..
Milletin gözüne soka soka, "İşte biz katillerle böyle sarılıyoruz' diyorlar. Çünkü onlara göre onlar katil değil, gerilla. Yani açıkça karşı taraftayız demek istiyorlar..
PKK'lı teröristlerce kaçırılan CHP'li milletvekili Aygün'ün, 'genç arkadaşlarıyla' sarmaş dolaş olan vekiller, sizce bu ülkenin vekili olmayı ne kadar hak ediyor..
Bugüne kadar bir çok halk oylaması yaptık..
Yasakların kaldırılması için..
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi için ...
12 Eylülcülerin yargılanmasını da içeren Yeni Anayasa için..
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi için ...
12 Eylülcülerin yargılanmasını da içeren Yeni Anayasa için..
Bu halk her yeniliğe, normalleşmeye evet dedi..
Peki ya şimdi, milletvekili dokunulmazlığı için demez me?..
Yüzde 90'la hatta daha da üst bir oranla evet der..
O zaman ne duruyoruz, neyi bekliyoruz..
Terörle mücadele yerine, müzakereyi sürdürmenin ne anlamı var.. Şemdinli'de yaşananların ve olayın nereye varacağını görmezlik neden?..
MHP şimdi 'dokunulmazlık' için teklif hazırlıyor
Artık gözü dönmüş PKK, asker, sivil, polis, masum çocuk demiyor..
BDP'li milletvekilleri de 'sıkılmadan utanmadan, karşılıklı silah bırakmaya çağırıyor'..
Etnik ve mezhep odaklı tehditler, iç ve dış mihrakların tazyik ve tahrikleriyle 'farklı bir aşamaya geldi' ülkedeki durum..
Telafisi mümkün olmayan bir yola doğru gidildiği bir gerçek..
Meclisin çatısı altında sözde milletvekilleri PKK maşalığı ve sözcülüğünü cüretkar bir şekilde sürdürüyor...
Hıyanet, sabır ve tahammül sınırını aştı..
Bölmek, parçalamak istiyorlar bu vatanı.. Ellerinde şehit kanı olan PKK'lılar ile kucaklaşıyorlar..
O nedenle AK Partili, CHP'li ve MHP'li milletvekilleri tarihi bir sorumluluk altındadır..
Sivil toplum örgütleri de bu sorumluluk içindedir.. Teröre bulaşmış milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması şarttır..
Kamuoyu bu konuda bilinçlendirilmeli ve MHP'nin dokunulmazlığın terör ve ağır suçlar kapsamında kaldırılması teklifi halka anlatılmalıdır..
Vatandaşın zaten sabrı taştı.
En yüksek katılımla gidip oyunu kullanacaktır..
Yargılansınlar, dokunulsun o vekillere diyecektir..
O zaman ne bekleniyor..
Bu kıvılcım neden Samsun'dan başlamasın..
Kendinize sorun öncelikle..
Teröre kucak açan, sempatisini ortaya koyan, onlarla poz veren vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için sandığa koşmaz mısınız?..
Daha hangi görüntülere alışmamız gerekiyor..
O gün bugündür.. Geçte kalınmış olsa bugündür..